31 Ağustos 2013 Cumartesi

ABD borsalarında büyük düşüş

abd borsalarinda buyuk dusus


New York borsası, Suriye gerginliğinin tırmanmasıyla ayın son işlem gününü düşüşle tamamlayarak, 2012 mayısından bu yana en kötü aylık performansını yaşadı. Dışişleri Bakanı John Kerry’nin sert konuşmasıyla ABD borsaları büyük düşüş yaşadı.


Ağustos ayında, Dow Jones Sanayi Endeksi ortalama yüzde 4, Standard & Poor’s 500 Endeksi ortalama yüzde 3 ve Nasdaq Teknoloji Endeksi ortalama yüzde 1 düşüş yaşadı.


New York borsasında dün, önceki kapanışa göre Dow Jones Sanayi Endeksi yüzde 0,21 azalarak 14.810,31 puana düştü. Standard & Poor’s 500 Endeksi yüzde 0,32 değer kaybederek 1.632,97 puana, Nasdaq Teknoloji Endeksi de yüzde 0,84 azalarak 3.589,87 puana geriledi.



KERRY’NİN KONUŞMASI SERT DÜŞÜRDÜ

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Amerikan istihbarat raporlarının Suriye’de rejimin kimyasal silah kullandığından şüphesi olmadığını söyleyerek olası müdahale öncesi savaşın çerçevesini çizmesi ABD borsalarında sert düşüşlerin önünü açtı.



ABD borsalarında büyük düşüş

Fergie bebeğini kucağına aldı

fergie bebegini kucagina aldi


ABD’li şarkıcı Fergie ve aktör eşi Josh Duhamel, ailelerine katılan yeni üyenin heyecanını yaşıyor.


Fergie’nin basın sözcüsü, şarkıcının bebeğinin 3, 46 kilogram ağırlığında olduğunu belirtti. Erkek bebeğe, Axl Jack Duhamel adı verildi.



JOSH DUHAMEL İLE EVLENDİ

Solo çalışmalarıyla müzik kariyerine devam eden Fergie, 2009′da aktör Josh Duhamel ile evlendi. 38 yaşındaki Fergie, kısa süre önce mahkeme kararıyla, Stacy Ann Ferguson olan adını, müzik dünyasında bilinen ismi “Fergie” olarak değiştirmiş ve eşinin soyadını almıştı.



Fergie bebeğini kucağına aldı

Mevlitte çatışma çıktı: 3 ölü, 5 yaralı

mevlitte catisma cikti 3 olu 5 yarali


İddiaya göre, silahlı çete üyeliğinden Bitlis Kapalı Cezaevinde yatan 32 yaşındaki Kemal Bakadur, bir hafta önce kalp krizi sonucu öldü. Bakadur’un cenazesi toprağa verilirken, Hürriyet Mahallesi’ndeki evinde taziye çadırı kuruldu. Bakadur için, ölümünün 7. Gecesi verilen mevlit yemeğine, suç örgütü ile bağlantılı olduğu iddia edilen iki grup da gitti.


Aralarında husumet olan iki grup, silahlı çatışmaya girdi ve 8 kişi yaralandı. Yaralılardan Mahmut Daş ile Ömer ve Orhan Omay hastanede hayatını kaybetti. 2′si ağır 5 yaralının tedavi altına alınırken, hastaneyi basmak isteyen gruba polis müdahale etti. 5 kişi gözaltına alındı. Çatışmanın uyuşturucu satışı nedeniyle çıktığı iddia ediliyor.



Mevlitte çatışma çıktı: 3 ölü, 5 yaralı

Monica Belluci, Milyarder İş Adamı Uğruna Evliliğini Bitirdi

monica belluci milyarder is adami ugruna evliligini bitirdi


kadinceket.org adresinden Monica Belluci, Milyarder İş Adamı Uğruna Evliliğini Bitirdi içeriğine bakıyorsunuz. Lütfen sitemizi takibe devam ediniz!



Monica Belluci, Milyarder İş Adamı Uğruna Evliliğini Bitirdi

2013/2014 Sonbahar-Kış Makyaj Trendleri

2013 2014 sonbahar kis makyaj trendleri



Kedi Kadın

Retro cazibesi sadece saç ve giyimde değil, makyaj konusunda da karşımıza çıkıyor! Çıplak bırakılmış mat dudaklar, kusursuz bir cilt makyajı ve çekici gözler! Son zamanlarda çokça tercih edilen bir makyaj ürünü olan eye-liner, önümüzdeki sezon da hayatımızdan çıkmayacak gibi!



Retro Kraliçeleri

VeBottega Veneta tarafından, kırklı yılları kadınlarının lüks makyaj ve saç modelleri bir kez daha geri döndü! Birçok tasarımcının yeni koleksiyonlarını sergilerken bu görünümü seçmelerinin sebebi, bu mükemmel tarzın çoğu şık kıyafeti kusursuz tamamlaması! 



Kırmızı Cazibe

Kırmızı renk bu sezon büyük dönüş yapacak görünüşe bakılırsa! Tasarımcılar ve makyözler ojede kırmızının geri gelmesinden yanalar. Bu fikir, Valentino, Burberry, Chanel ve diğerleri tarafından da sunuldu.



Geleceğe Dönüş

Metalik renkli makyajlar 2014 kışına da damgasını vuracak gibi gözüküyor! Hologramın popülerleşmesinden daha önce de bahsetmiştik; Dior da şovunda, taç yaprağı lekeli dudakları ve bu metalik göz makyajıyla oldukça cesur bir makyaj görünümünü tercih etti.



Yok Makyaj

İşte makyaj malzemelerinizin minimum kullanımı ile elde edebileceğiniz harika bir görünüm! Her zaman doğallıktan yana olanlar ve makyajda abartıyı sevmeyenlerin muhteşem görünmeleri için kestirme yol! Hem bakımlı olun, hem doğal!



2013/2014 Sonbahar-Kış Makyaj Trendleri

24 Ağustos 2013 Cumartesi

Dizi çılgınlığı bu yaştan sonra başlıyor

dizi cilginligi bu yastan sonra basliyor



Dizi çılgınlığı bu yaştan sonra başlıyor


24.08.2013 12:27 819 kez okunmuş


Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yaptığı araştırma, çocukların çizgi film izleme oranının kaç yaşından sonra büyük ölçüde azaldığını ve onun yerini dizi ve filmlerin almaya başladığını ortaya koydu.


Araştırmaya göre, 6-10 yaş arasındaki çocukların yüzde 94′ü, televizyon programları arasında çizgi filmleri tercih ederken, bu oran 11-15 yaş aralığında yüzde 50′ye düşüyor. Dizi-film izleme oranı ise 6-10 yaş arasında yüzde 44 iken 11-15 yaş arasında yüzde 77′ye çıkıyor.


TÜİK’in “Çocuklarda Bilişim Teknolojileri Kullanımı ve Medya” araştırmasına göre, 6-15 yaş arası çocukların yüzde 92,5′i her gün televizyon izliyor. Bu dönemde cocukların yüzde 49′u günde 2 saat, yüzde 39′u 3-4 saat, yüzde 11′i ise 5-8 saatini televizyon karşısında geçiriyor. İzlenen program türleri incelendiğinde çocukların çizgi filmler kadar dizilere de ilgi gösterdikleri ortaya çıkıyor.


Çocukların yüzde 72′si çizgi film izlerken, bunu yüzde 60 oranıyla film ve diziler takip ediyor. Eğlence, müzik ve yarışma programları izleyen çocukların oranı yüzde 49, spor programları izleyen çocukların oranı yüzde 23, belgesel, kültür, sanat gibi eğitici programları izleyenlerin oranı ise yüzde 20 olarak göze çarpıyor. Çocukların en az izlediği program türü ise yüzde 10 ile haberler.


Kız çocukları dizi, erkek çocukları spor programı izliyor


TÜİK’in araştırmasına göre 6-15 yaş grubundaki çocuklar arasında kızlar dizi ve filmleri, erkekler ise spor programlarını daha fazla izliyor. Dizi ve film izleme oranı erkeklerde yüzde 56 iken, bu oran kız çocuklarında yüzde 64′e çıkıyor. Spor programları izleme oranı ise kızlarda yüzde 6 iken erkeklerde yüzde 39′a yükseliyor.


Eğlence, müzik ve yarışma programlarını kızlar; belgesel, kültür, sanat programları ile çizgi film ve haber programlarını ise erkekler daha fazla seyrediyor.


Çizgi film izleme oranı 10 yaşından sonra büyük ölçüde azalıyor ve onun yerini diziler almaya başlıyor. 6-10 yaş arasındaki çocukların yüzde 94′ü, televizyon programları arasında çizgi filmleri tercih ederken, bu oran 11-15 yaş aralığında yüzde 50′ye düşüyor. Dizi-film izleme oranı ise 6-10 yaş arasında yüzde 44 iken 11-15 yaş arasında bu oran yüzde 77′lere kadar çıkıyor.


Erkekler spor, kızlar magazin okuyor


TÜİK’in araştırmasına göre, 6-15 yaş arasındaki 6 çocuktan 1′i her gün gazete ve dergi okuyor. Bu yaş grubundaki çocukların yüzde 48′i ise haftada en az 1 kez, yüzde 23′ü ayda en az 1 kez, yüzde 10′u ise iki üç ayda bir gazete okuyor. Erkek çocukları, gazetelerde spor yazılarını, kızlar ise TV, magazin ve eğlence türü yazıları okumayı tercih ediyor.


Erkeklerin yüzde 69′u spor, yüzde 37′si bilim ve teknoloji, yüzde 33′ü haber, yüzde 32′si komedi ve mizah yazıları, 24′ü magazin ve eğlence, yüzde 9′u gazetelerde köşe yazarlarını okuyor. Kız çocuklarının ise yüzde 55′i TV, magazin ve eğlenci programları, yüzde 35′i komedi ve mizah, yüzde 32′si kültür sanat, yüzde 31′i haber, yüzde 30′u bilim ve teknoloji, yüzde 14′ü köşe yazarlarını okumayı tercih ediyor.


Çocuklar gazetelere olduğu gibi dergilere de aynı ilgiyi gösteriyor. Çocukların yüzde 14′ü her gün, yüzde 37′si haftada en az bir kez, yüzde 32′si ayda en az bir kez, yüzde 16′sı da iki-üç ayda bir dergi okuyor. En fazla tercih edilen türlerin başında çocuk dergileri gelirken, bunu bilim ve teknik dergileri, spor ve sağlık dergileri, haber ve magazin dergileri ile zeka oyunları dergileri izliyor.



Dizi çılgınlığı bu yaştan sonra başlıyor

21 Ağustos 2013 Çarşamba

Ağlayan bebek nasıl sakinleştirilir

aglayan bebek nasil sakinlestirilir



Ağlayan bebek nasıl sakinleştirilir


21.08.2013 15:22 573 kez okunmuş


Ağlamak, bebeklerin dünya ile kurdukları ilk iletişim şeklidir. Bebeğin her ağlaması onun bir sıkıntısı olduğunu ifade etmediği gibi hiç ağlamaması da aslında verdiği bir mesaj olabilir.


Sürekli ağlayan bir bebeği sakinleştirmenin en önemi yolu ise onu düzenli emzirmektir. Memorial Ataşehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Özlen Kaya Çardak, ağlayan bebeklerin sakinleştirilmesi ile ilgili anne babalara önerilerde bulundu.


Bebeğin hiç ağlamaması hastalık göstergesi olabilir


Bebekler için ağlamak gülmekten önce gelir. Yeni doğan bir bebek her isteğini ağlayarak ifade edebilir. Bebeğin her ağlaması, mutlaka bir sorun olduğu anlamına gelmez. Bu durum aileyi tedirgin etmekle birlikte; tıbbi açıdan bakıldığında ağlamayan bir bebek iletişim de kurmayan bir bebek anlamına gelir. Örneğin bazı hastalıklarda bebeğin ağlamaya bile gücü olmayabilir. Ciddi bir yeni doğan sarılığı geçiren bebekler görüntüde çok uslu durur ve devamlı uyurlar. Aileler de farkına varmadıkları için bu durum tanı konmasını geciktirebilir.


Anne sütü bebeği sakinleştirir


0-6 ay arası bebeklerin sadece anne sütü ile beslenmesi uygundur. Bu dönemde özellikle ilk 3 ayda her ağladığında bebeğin emzirilmesi hem bebeği sakinleştirir hem de anne sütü üretimini artırır. Anne sütü alan bebeklerde beslenmeye saat düzenlemesi yapılması, ilk 3 ay için uygun değildir. Bebekler 0-3 ay zaten annesi ile kendisini aynı canlı olarak görür, yani farklı bir birey olduğunun farkında değildir. Beslenme ihtiyacı olduğunda da bunu geciktirmek yani her istediğinde bebeği emzirmemek bebekte güven sarsıcı bir etki yapar.


Bebeğinizle sert bir ton ve yüksek sesle konuşmayın


Doğum öncesinde işitme hissi olan bebekler dünyaya geldikten sonra da her şeyi çok net duyabilirler. Ağlayan bir bebekle mutlaka yumuşak bir tonda konuşulmalıdır. Daha önceden alışık olduğu için anne veya babasının sesi, bebek için sakinleştirici etki yapacaktır. Doğum öncesi dinletilen müzikler de doğum sonrası bebekleri rahatlatır, kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı olur. Televizyon ve bilgisayar ekranlar ise bebekler üzerine negatif etki yapar. Konuşma ve davranış üzerine de olumsuz etkileri olduğu için 2 yaş sonuna kadar çocukları televizyondan uzak tutmak gerekmektedir.


Yatış pozisyonu önemli


Koku duyusu da yeni doğan bebeklerde belirgindir. Ağladığında anne kucağına alındığında anne sütü kokusu duyacak ve aç olmasa bile rahatlama hissedecektir. Bebekler kol ve bacakları ile bir yere temas ettiklerinde de sakinleşir. Anne karnındakine benzer bir konumda yatırılmaları; yani yüz üstü, başı yan duracak konumda kol ve bacaklar gövdeye çekilmiş halde yatmaları onları sakinleştirir. Ama bu yatış şekli kesinlikle gece önerilmez, “ani beşik ölümü sendromu” yüz üstü yatan bebeklerde daha sık olduğu için, sadece gündüz anne uyumuyor ve bebeği gözleyebilecek ortamda bulunuyorsa bebeğini bu şekilde yatırabilir.


“Kucağa alıştırma” mantığı yanlış


0-6 ay arası bebekleri ağladıklarında kucağa almaya çekinmek doğru değildir. Bebek ağlayarak iletişim kurmak istemektedir ve kucağa almak ona güvende olduğunu hissettiren en faydalı yoldur. Huzursuz olduğunda kucağa alınan bebeklerle ilgili yapılan çalışmalarda, bu bebeklerin bağışıklık sistemlerinin bile daha iyi çalıştığı gözlenmiştir.


Temiz hava bebeğe iyi gelir


Açık havada zaman geçirmek, her yaştaki çocuk için rahatlatıcıdır. Bebek küçük bile olsa, prematüre doğmuş değilse ilk günden itibaren sokağa çıkarılabilir. Büyükannelerin daha çok benimsediği “bebek 40 gün sokağa çıkarılmaz” yorumunun tıbbi dayanağı yoktur. Kuzey Avrupa ülkelerinde yapılan pek çok bilimsel çalışmada, doğumdan itibaren açık havaya daha çok çıkartılan bebeklerde hastalık görülme riski evden çıkmayanlara göre daha az bulunmuştur. Özellikle uyku sorunu olan çocuklar, açık havada kaldıkları süre ile doğru orantılı olarak daha iyi uyurlar. Güneşli günlerde güneş banyosu yaptırılan çocuklarda da D vitamini sentezi daha iyi olur ve bu da çocuğun hem bağışıklık sistemini düzenler hem de uykuya geçişi kolaylaştırır.



Ağlayan bebek nasıl sakinleştirilir

20 Ağustos 2013 Salı

Çocuklarda bayılma kalp hastalıkları olabilir

cocuklarda bayilma kalp hastaliklari olabilir



Çocuklarda bayılma kalp hastalıkları olabilir


20.08.2013 11:43 465 kez okunmuş


Çocuklukta sıkça görülen göğüs ağrısında, ağrıya eşlik eden bayılma, çarpıntı, egzersizle başlayan ağrılar, muayenede patolojik kalp üfürümlerinin duyulması kalp hastalıkları şüphesini kuvvetlendiriyor.


Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Nazlıhan Günal, çocukluk çağında göğüs ağrısı görülebildiğini ve çocuk kliniklerine getirilen hastalar içinde, karın ağrısı, baş ağrısı gibi göğüs ağrısının da önemli yer tuttuğunu söyledi.


Çocuklarda göğüs ağrısının çok az bir kısmının kalp hastalıkları veya kalbi ilgilendiren problemlerden oluştuğunu belirten Günal, büyük çoğunluğunun kalp dışı nedenlerden kaynaklandığını ifade etti.


Günal, göğüs ağrısının hem çocukta hem de ailede büyük endişe uyandırdığını dile getirerek, ağrının genellikle kalp dışı nedenlere bağlı olduğunu ve organik bir neden bulunamadığını vurguladı.


Kalp hastalıkları dışındaki göğüs ağrısının nedenleri arasında, göğüs duvarını oluşturan yumuşak dokular, akciğer enfeksiyonu ve öksürük ile ilgili ağrılar, akciğer zarı iltihabı, ortopedik nedenler ile travmaların sayılabildiğini anlatan Günal, göğüs ağrısının daha nadir görülen bir nedenin de ailevi Akdeniz ateşi olduğunu dile getirdi.


Günal, bu hastalıkta göğüs ağrısına ateş, karın ağrısı, eklem ağrısı gibi belirtilerin de eşlik edebildiğine işaret ederek, “Bazen, reflü gibi sindirim sistemi ile ilgili hastalıklar da göğüste ağrıya neden olabilir. Herhangi bir neden bulunamadığı zaman bu hastalıklar da gözönüne alınmalıdır” dedi.


Tekrarlayıcı, istirahatte de olan, kısa süren, batıcı tipte ağrıların genellikle iyi huylu ağrılar olduğunu ve bu çağda sıkça rastlanabildiğini ifade eden Günal, kalp ile ilgili veya kalp dışı herhangi bir neden bulunmadığında psikojenik kökenli ağrıların da düşünelebileceğini bildirdi.


-Ekokardiyografi ile ağrı nedeni saptanabiliyor


Günal, göğüs ağrılarının “çocuklarda ancak yüzde 2-5′inin kalp hastalıklarına bağlı” olduğunu aktararak, kalbi ilgilendiren hastalıklar içinde kalp kası hastalıklarının bazı türlerinin göğüs ağrısına neden olabildiğini kaydetti. Bunların başında, kalp kası kalınlaşması, kalp kası inflamasyonunun geldiğini ifade eden Günal, şunları kaydetti:


“Ağır aort kapak darlıkları, kapaklarda şekil bozukluğu, kalp zarı iltihabı, akciğer basıncının yüksekliği gibi nedenler de göğüs ağrısına neden olabilir. Yetişkinlerden farklı olarak, koroner arter tıkanıklığına bağlı göğüs ağrıları ve infarktüs, çocuklarda çok daha seyrektir. Metabolik hastalıklar, koroner arterlerin doğumsal şekil bozuklukları, Kawasaki hastalığına bağlı koroner arter tıkanıklıkları veya anevrizmaları da çok daha nadir olmakla birlikte kalp kası beslenmesinin bozulmasına ve göğüs ağrılarına neden olabilirler.”


Bunların, çocuklardagörülen göğüs ağrılarının nadir görülen nedenleri olduğunu ve birbirinden farklı tedaviler içerdiğini söyleyen Günal, göğüs ağrısı olan çocukta doğru tanının büyük önem taşıdığının altını çizdi.


Günal, “Göğüs ağrısına bayılma, çarpıntı gibi belirtilerin eşlik etmesi, egzersiz ile olan ağrılar, muayenede patolojik kalp üfürümlerinin duyulması, ritm problemleri, kalpte büyüme, elektrokardiyografide” bulgular olmasının kalp hastalıkları şüphesini kuvvetlendirdiğine dikkati çekti.


Ekokardiyografi ile ağrı nedeni olabilecek pek çok durumun incelenerek aydınlatılabildiğine işaret eden Günal, göğüs ağrısı olan çocuklarda egzersiz testi, 24 saatlik ritm holter incelemesi, çeşitli biyokimyasal analizler, radyolojik incelemeler ve gerekirse koroneranjiografi yapılabildiğini söyledi.


Bir hastalık belirtisi olmayan, muayene, elektrokardiyografi ve ekokardiyografi bulguları normal olan bir çocukta, kısa süreli, batıcı,efor ile ilgisiz,tam lokalize edilemeyen, başka patolojik bulguların eşlik etmediği ağrıların, büyük olasılıkla kalp ile ilgili olmadığını vurgulayarak, “Yine de göğüs ağrısı, önemsenmeli, dikkatli bir öykü, muayene ve gereken incelemeler ile nedeni ortaya konulmalı” uyarısında bulundu.



Çocuklarda bayılma kalp hastalıkları olabilir

19 Ağustos 2013 Pazartesi

Boşanan kocanın fendi kaynanayı yendi

bosanan kocanin fendi kaynanayi yendi



Boşanan kocanın fendi kaynanayı yendi


19.08.2013 12:53 1,291 kez okunmuş


Boşanırken 200 bin lira tazminat isteyen kadının talebi, eşinin kaynanasına hastanede refakat ettiğini kanıtlaması sayesinde reddedildi.


İzmir’in Menemen ilçesinde yaşayan 32 yaşındaki Meryem Y., 6 yıllık eşi Mehmet Nur Y.’den (36) boşanmak için dava açtı. Eşinin hem kendisine hem de evine karşı sorumluluklarını yerine getirmediğini, evlilik birliğinin bozulmasına neden olduğunu iddia eden kadın, annesinin hastanede yattığı günlerde refakatçi olarak yanında kaldığını ve o günlerde bile eşinin kendisinin yanına gelip, ne kendisini ne de annesinin hatırını dahi sormadığını öne sürdü. Meryem Y., eşinin sorumsuz davranışlarından dolayı kendisine 200 bin lira manevi tazminat ödemesini istedi.


‘LÜKS OTOMOBİL ALACAĞIM’


Pazarlamacılık yapan Mehmet Nur Y., eşinin iddia ettiği gibi kayınvalidesinin yanında onun değil kendisinin refakatçi olarak kaldığını, ayrıca facebook’ta lüks bir otomobil önünde fotoğraf çektirip, “Davam bittiğinde böyle bir otomobil alacağım” dediğini belirterek fotoğrafları mahkemeye sundu. Hastaneden gelen kayıtlarda Meryem Y.’nin annesinin hastanede yattığı zamanlarda damadı Mehmet Nur’un yanında refakatçi olarak kaldığının ortaya çıkması üzerine hakim çifti boşadı, ancak kadının tazminat isteğini reddetti.



Boşanan kocanın fendi kaynanayı yendi

16 Ağustos 2013 Cuma

Çocuk yetiştirmede disiplinin önemi

cocuk yetistirmede disiplinin onemi



Çocuk yetiştirmede disiplinin önemi


16.08.2013 11:28 1,204 kez okunmuş


Disiplin, çocukların kendi kendilerini doğru bir şekilde denetleyebilmesini sağlaması açısından, çocuk yetiştirmede anne babaların önemsemeleri gereken bir konu olarak öne çıkıyor.


Disiplin çocuğun fiziksel, duygusal ve sosyal gelişiminde yol haritası olma özelliği taşıyor. Davranışların sınırlarını belirleyen ve benliğin zeminini oluşturan disiplin, çocuklara istenen doğru davranış biçimlerinin kazandırılmasını amaçlayan bir yetiştirme anlayışı olmasıyla dikkat çekiyor. 


Etkili ve doğru bir disiplin anlayışının çocuklarda kendini kontrol mekanizmasını geliştirdiğini, sorumluluk alma yetisine de olumlu katkı sağladığını belirten Reem Nöropsikiyatri Merkezi’nden Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Mehmet Yavuz, konuyla ilgili görüş bildiriyor.


Disiplin verilirken, çocuğun akıl yürütme becerisi kazanması amaçlanmalı


Çocukluk döneminde doğruyla yanlışı ayırt etme ve akıl yürütme becerisinin yeterince gelişmediğini, anne babanın bu becerileri disiplin ile öğretebileceğini ifade eden Uzm. Dr. Mehmet Yavuz, görüşlerini şu sözlerle sürdürüyor: “Anne babalar çocuklarına disiplin verirken öncelikli olarak, çocuğa akıl yürütme becerisi kazandırmayı amaçlamalıdır. Yetişkin davranışlarıyla çocuğun kendi davranışları arasında bir bütünlük sağlamak, doğru bir disiplin açısından çok önemlidir. Disiplin kuralları uygulanırken, yetişkinin çocuğun seviyesine inmesi ve çocuğun dikkatle dinlenmesi gerektiği unutulmamalıdır. Yetişkinler ayrıca, çocuğun yaptığı seçimden sorumlu olmasını da öğretmeli, çocukların problem ortaya çıktığında çözüm odaklı düşünmelerini de öğretmelidir.”


Anne babanın çocuğa karşı tutumları demokratik olmalı


Disiplin sürecinde anne babanın çocuğa karşı demokratik bir tutum içinde olması gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Mehmet Yavuz, demokrasinin var olduğu ve çocuğun da katılacağı bir ortamda çözüm üretmenin büyük önem taşıdığını ifade ediyor. Yavuz, sözlerini aktarmayı sürdürüyor: “Kural tanımayan, her istediğini yapan, söz dinlemeyen çocuklar hem kolay mutlu olamazlar hem de davranışlarındaki benmerkezci tutum nedeniyle sosyal çevreleri tarafından dışlanma riskiyle karşı karşıya kalırlar. Bu nedenle, anne babaların çocuklarına bazı toplumsal kuralları ve sağlıklı davranış modellerini öğretmeleri gerekir.”


Disiplin sürecinde anne babalara öneriler


Sürekli anne baba tarafından korunmanın, sıkıntılı durumları kendi deneyimleriyle çözmeyi öğrenmelerine engel olmanın doğru bir tutum olmayacağını söyleyen Uzm. Dr. Mehmet Yavuz, görüşlerini aktarmaya devam ediyor: “Disiplin kazanma sürecince çocuklar, davranışlarının sonuçlarını görmeli ve davranışlarıyla ilgili ufak tefek de olsa sorumluluk almaya başlamalıdır. Anne babalar baskıcı olmayan bir disiplin tekniğini benimsemelidir. Çocuğun davranışlarının altında yatan nedenin araştırılması ve çocuğun sorununun çözülmesi için ona yardımcı olunması da bu süreçte yapılması gerekenler arasında yer alır. Çocuğa yapılacak işle ilgili yetkinin önce ebeveynlerde olduğu hissettirilmelidir. Ancak, çocuğa emir verilmemeli ve yapılması gereken uygun seçenekler halinde sunularak, çocuğa seçme hakkı da tanınmalıdır. Çocuğun seçenekler arasında seçim yapması, onun kendine olan güvenini artıracaktır. Çocuklara yanlışlarının nedenleri mutlaka açıklanmalıdır. Çünkü çocukların zihinsel işlevleri yetişkinlerde olduğu kadar gelişmemiştir ve bazı davranışların neden yapılmaması gerektiğini anlamakta zorlanabilirler. Çocuğu psikolojik ve fiziksel olarak incitmemek gerekir. Çünkü, bunlar çocukta olumsuz benmerkezci duyguları pekiştireceğinden, yanlış davranışın tekrarlanma olasılığı da artacaktır. Çocuk hatalı bir davranışı sonrasında hatasını anlarsa affedildiği hissettirilmelidir. Çocuğa gerektiği durumlarda hayır denilmelidir. Çocuğa bu şekilde konulacak sınır onu incitmeyecek, aksine ona güven verecektir.”



Çocuk yetiştirmede disiplinin önemi

15 Ağustos 2013 Perşembe

66 aylıkların okula kayıt zorunluluğu esniyor

66 ayliklarin okula kayit zorunlulugu esniyor



66 aylıkların okula kayıt zorunluluğu esniyor


14.08.2013 09:18 8,971 kez okunmuş


Milli Eğitim Bakanlığı, okula kayıt yaşı konusunda yönetmenlik değişikliği yaptı. Eğer velileri dilekçe verirse 66, 67 ve 68 aylık çocukların kayıtları 1 yıl ertelenebilecek.


Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.


Resmi Gazete’de yer alan Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 15′inci maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik şöyle: “Okul müdürlükleri, yaşça kayıt hakkını elde eden çocuklardan 66, 67 ve 68 aylık olanları, velisinin vereceği dilekçeyle, 69, 70 ve 71 aylık olanları ise ilkokula başlamaya hazır olmadıklarını belgeleyen sağlık raporuya okul öncesi eğitime yönlendirebilir veya kayıtlarını bir yıl erteleyebilir.”


 



66 aylıkların okula kayıt zorunluluğu esniyor

1 Ağustos 2013 Perşembe

Tom Ford Maçka'ya geldi

tom ford macka ya geldi


 


Tom Ford Türkiye’deki ilk mağazasını İstanbul Maçka’da açtı. Jumeriah Maçka Oteli’nde yer alan mağazanın komşuları arasında Alexander McQueen ve Ermengildo Zegna yer alıyor.



Tom Ford Maçka'ya geldi